Sahne hazır, 24. sezon yolculuğu başladı.

Sahne hazır, 24. sezon yolculuğu başladı.

İş Sanat sahnesi Cumhuriyetimizin 100. yaşına girdiği haftanın coşkusuna yakışan bir gecede, perdesini 24. sezon için araladı. Murat Karahan ve Tolga Atalay Ün yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nı buluşturan 100. Yıl Gala Konseri, sezonu unutulmaz bir açılışla taçlandırdı.

İş Sanat’ta her sezon açılışı içinde ayrı bir heyecan taşır. 24. sezona merhaba dediğimiz 2 Kasım Perşembe akşamı ise kalplerimiz tarihe tanıklık ettiğimiz bu özel haftanın tüm duygularıyla yüklüydü. Daha birkaç gün önce sokakları, meydanları dolduran, Cumhuriyetin 100. yılı kutlamaları ve kapılarını 29 Ekim’de açan Türkiye İş Bankası Resim Heykel Müzesi’nin hayatımıza girişi, aynı haftayı unutulmaz kılan başka nedenlerdi.

24. sezonla ilk randevumuz, biletleri göz açıp kapayıncaya kadar tükenen 100. Yıl Gala Konseri’yleydi. 1826’da kurulan “Muzikâ-i Hümâyûn”dan, Cumhuriyet tarihinin ilk müzik kurumuna dönüşen Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, orkestra şefi Tolga Atalay Ün ve dünyanın büyük opera sahnelerinde ülkemizi temsil etmiş başarılı tenor Murat Karahan sahnede olacaktı.

Fuaye karşılaşmalarını ve sohbetleri tamamladıktan sonra bu özel konseri dinlemek üzere yerlerimizi aldık. Önce obua, sonra başkemancı ve ardından tüm orkestradan duyduğumuz “la” sesiyle birlikte, sözü yeni sezonun ilk konserine bıraktık.

Müziğin tüm renkleriyle dolu bir gece

Yaklaşık iki saatlik performansları boyunca tenor Murat Karahan ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, bize müziğin tüm renkleriyle dolu bir gece yaşattı. Murat Karahan parlak ve güçlü sesiyle, ilk olarak Puccini’nin Turandot operasından Nessun Dorma ve L’arlesiana operasından Lamento di Federico aryalarına nüans dolu yorumlar getirdi. Operanın büyüsünü Napoliten şarkıların duygu yüklü dünyası izledi; Non ti scordar di me ve O Sole Mio başta olmak üzere en sevilen Napoliten şarkılara kulak verdik. Orkestra şefi Tolga Atalay Ün yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Rossini’nin Sevil Berberi Uvertürü ve Puccini’nin Manon Lescaut Operası’ndan Intermezzo’yu müthiş bir dinamizmle yorumladı.

İkinci bölümde rotamızı hem kendi topraklarımızın müziğine hem popüler müziğin incelikle seçilmiş örneklerine çevirdik. Açılışı Cumhuriyet dönemi ikinci kuşak bestecilerimizden Ferit Tüzün’ün bir Elazığ türküsünden görkemli bir bale süitine dönüştürdüğü Çayda Çıra Süiti ile yaptık. CSO’nun büyük bir başarıyla seslendirdiği eser, 100 yıl boyunca ülkemizin kendi sesleri üzerinde titizlikle çalışmış tüm müzikal dehalara bir saygı duruşu gibiydi.

Tüzün’ün bestesini 70’lerin başında Frank Sinatra yorumuyla ölümsüzleşen My Way, Fransız şarkıcı ve besteci Gilbert Bécaud’nun 60’lı yıllara damgasını vuran şarkısı Nathalie, söz ve müziği Sezen Aksu’ya ait olan, 1981’de dinleyicisiyle buluşmuş Biliyorsun ve aslen Tango to Evora adlı bir Loreena Mckenitt bestesi olan, 90’larda Kayahan’ın sözleri ve Nilüfer’in yorumuyla dinlediğimiz Çok Uzaklarda izledi. Müziğin elinden tutarak 100 yıl içinde çıktığımız bir yolculuğa dönüşen konserde şef Tolga Ün Atalay yönetimindeki CSO, bu kez Turgay Erdener imzalı, melankoli yüklü Adagio, Teo’yu seslendirdi.

“Müzik hayatın neşesi, ruhu, sevinci ve her şeyidir.”

Konserin son 3 şarkısıysa konserin her anında varlığı hissedilen gerçek kahramana, Mustafa Kemal Atatürk’ün sevdiği eserlere ayrılmıştı. Murat Karahan, Kimseye Etmem Şikâyet, İzmir’in Kavakları ve Vardar Ovası’nı bambaşka bir heyecanla yorumladı. Atatürk’ün sevdiği eserleri dinlerken, dehasının, keskin zekasının ötesinde, 1925’te İzmir Kız Lisesi öğrencilerinden birinin kendisine yönelttiği ‘Hayatta müzik gerekli midir?’ sorusuna verdiği cevabı düşünmeden edemedim: “Hayatta müzik gerekli değildir. Çünkü hayat müziktir. Müzikle ilgisi olmayan kişi insan değildir. Eğer söz konusu olan hayat insan hayatı ise, müzik her şekilde vardır. Müziksiz hayat, zaten mevcut olamaz. Müzik hayatın neşesi, ruhu, sevinci ve her şeyidir.”

Müziği ve sanatı Cumhuriyetin temellerine yerleştiren bu eşsiz vizyona hayranlığımızın da 100. yılı. Murat Karahan, şef Tolga Atalay Ün ve CSO’nun eşsiz performansına tanık olduğumuz 100. Yıl Gala Konseri, bu özel haftayı ve geceyi hafızalarımızda yaşatmaya devam edecek.