Bugün, Yarın ve “Tango, Sonsuza Dek”
Tango. Kelimelerin sözünün geçmediği, söylenecek tüm sözlerin bir bakışla, bir adımla, bir elin uzanışıyla, bir göz kapağının kapanışı ya da açılışıyla, bir kucaklaşmayla anlatıldığı, Luis Bravo’nun sözleriyle “geceye ait” bir dünya. 23 Mayıs akşamı İş Kuleleri Salonu’nda bu dünyanın kapıları tüm büyüsüyle önümüzde ardına dek açıldı. Gecenin konuğu, dünyanın hayranlıkla izlediği, Forever Tango’dan başkası değildi.
Forever Tango, önde gelen senfoni orkestralarıyla sahne almış dünya çapında bir çellist olan Luis Bravo tarafından kurulmuş. Bravo, Los Angeles Filarmoni Orkestrası, Colon Tiyatrosu Operası, Buenos Aires Filarmoni Orkestrası ve dünyanın dört bir yanındaki diğer prestijli topluluklarla performanslar sergilemiş bir isim. Halen başında olduğu Forever Tango ise bugüne dek birçok başarıya imza atmış bir topluluk. San Francisco’daki Bay Area Theatre Critics Circle tarafından En İyi Turne Müzikali seçilmiş, Theatre on the Square’de 92 hafta boyunca sahnelenmiş ve her sezon yeniden sahne almış.
İş Kuleleri Salonu’nda koltuklarımızdaki yerlerimizi aldıktan sonra, kırmızı perdeler ağır ağır açıldı ve Forever Tango’nun bu başarısının nedenini bizler de kavramaya başladık. Bizi birazdan nasıl bir etki altına alacağından henüz haberdar olmadığımız gösteri, tek bir spot ışığı altında, duygu yüklü bir bandoneon solosuyla başladı. Ardından 7 kişilik orkestranın tamamını görmeye, duymaya başladık. Orkestranın performansını ve tango dansçılarının koreografisini aynı anda, aynı netlikte takip edebilmek, Forever Tango’yu eşsiz yapan detaylardan biri olsa gerek. Enstrümanını ustalıkla icra eden ve tangoya kendilerini adadıkları her hallerinden anlaşılan müzisyenler ve danslarını kusursuz biçimde icra eden dansçılar, yaklaşık iki saat boyunca aynı sahneyi paylaştılar. Hem işitsel hem de görsel olarak bu derece tatmin olmuş olmaktan dolayı bir ara şımartıldığımı hissettiğimi bile söyleyebilirim.
Kısa kısa bölümler halinde performanslardan oluşan ancak parçaların toplamından çok daha fazlasını hissettiren bu bütünlüklü gösteride, kalbimi ve aklımı çelen kimi detaylar olmadı değil. Örneğin dansçılar Ariel Manzanares ve Natalia de Assuncao’nun sahne aldığı bölümler, sanki tango ustası bir Chaplin ve rol arkadaşını izlediğimizi hissettiren bir sessiz film komikliği ve naifliğindeydi. Luis Bravo, Ariel Manzanares’i 11 yıl önce ekibe dahil etmiş. Genellikle aşk, tutku, drama gibi duygularla özdeşleştirilen tango dünyasında komedi unsuruna da yer vermek, gösteriye insan olmanın tüm hallerini içine alan hümanist bir hikaye anlatıcılığı ve teatral bir boyut katmış. Benzer şekilde yaş ve hissiyat olarak olarak diğerlerine nazaran hayatın daha ileri bir aşamasından hikayeler anlatan dansçı çift ve koreografileri de bende bu kapsayıcılık duygusunu uyandırdı. Kemanda Diana LeGrand’ın stili öylesine tutkulu ve içtendi ki sololarının ardından sık sık dinleyiciden alkışlar ve tezahüratlar aldı. Piyanoda ve basta kimi zaman Jean-Jacques Sempé’nin “Musicians” serisinde çizdiği karakteristik müzisyen çizimlerine benzettiğim Hector Pineda ve Jorge Vernieri ile ikinci kemanda Roberto Sarno, orkestranın temelleri gibiydiler. Ve çelloda Luis Bravo elbette grubun kurucusu, yöneticisi ve her şeyiydi.
Tangonun Arjantin’in arka sokaklarından, dünyanın farklı yerlerine göç eden göçmenlerin yalnızlığından ve özleminden doğuşunu anlatan topluluk, müzikal performansların zenginliğinden başarılı koreografi ve usta dans sanatçılarına, her ayrıntısıyla izleyicinin kalbini kazandı.
Hislerimize tercüman olan tangonun bugün, yarın, sonsuza dek sürmesi dileğiyle. Ve İş Sanat’ın müziğin tüm renkleriyle dolu yeni sezonuna doğru geri saymaya başlamadan önce, 28 Mayıs gala konserinde buluşmak üzere.
Forever Tango Show Dansçıları
Soledad Buss & Cesar Peral
Juan Paulo Horvath & Natalia Turrlli
Afiel Manzanares & Natalia de Assuncao
Pablo Velez & Florencia Blanco
Roberto Reis & Tamara Bisceglia
Sebastian Arce & Maria Marinova