Dostluğun Dili Kelimeler Değil Şarkılardır
Her ne kadar Henry David Thoreau bundan 200 yıl kadar önce “dostluğun dili kelimeler değil anlamlardır’’ demişse de dostluğun dili bazen de şarkılardır.
15 Kasım Çarşamba akşamı İş Kuleleri Salonu’nda, dostluğun farklı ifade biçimleriyle anlam bulduğu özel bir konser için bir aradaydık. İş Sanat sahnesinin sık sık ağırladığı Coşkun Karademir ve yakın arkadaşları Buray ile Ceylan Ertem, bizi hem müzikal birlikteliklerinin hem de dostluklarının arka bahçesinde misafir ettiler.
Anadolu’nun geleneksel halk şarkılarını tüm hızıyla akıp gitmekte olan modern zamanlarda yaşatmak, Coşkun Karademir’in müziğinin özünde yatan temel gaye. Bir röportajında “çocukluğunuzdan hatırladığınız ilk şey nedir?” sorusuna “duvardaki bağlama” yanıtını veren Karademir’in çocukluğundan aldığı bu miras, albüm ve konser projeleriyle adını Avrupa ve dünyaya tanıtan bir yolculuğa dönüşmüş. Anadolu ezgilerine getirdiği farklı yorumları beklenmedik müzikal buluşmalara ve yeni üretimlere dönüştüren Karademir, dünya müziği listelerinde sık sık yer edinen projeleriyle layık görüldüğü ödüllere de sahip.
Coşkun Karademir’in “sahnelerimizin, hayatlarımızın, müziklerimizin görünen kısmında farklı yollarda görünsek de evlerde, biz bize kaldığımızda birlikte bir dem tutuyoruz, işte onu huzurunuza getirmeyi istedik.” sözleriyle başladı Dost Meclisi. “Memleketin en büyük sazendeleri” diye tanıttığı, her biri enstrümanında usta isimlerle, müzikle sınırsızlaşan bir evrene adım attık. Piyano ve klavyelerde Adem Gülşen, davulda Ediz Hafızoğlu, gitarda Şeyhmus Fidan, çelloda Murat Süngü, dudukta Emre Sınanmış ve kavalda Fatih Koçer, batının ve doğunun seslerini aynı gecede, aynı dost meclisinde yankılanan benzersiz bir müzikal bütünlüğe dönüştürdü.
Coşkun Karademir’le dostluğu uzun yıllar öncesine dayanan Ceylan Ertem ve pop müziğin çok yönlü isimlerinden Buray, gecenin konuklarıydılar. Ceylan Ertem, 2000’li yılların başlarında solisti olduğu Anima Rock grubunun dinamik sahne performanslarından bu yana sesiyle, kendine has tarzıyla müzik sahnesinde yerini sağlamlaştırdı. Zaman içinde müzikal yolculuğunu pop, caz, Türk Halk Müziği gibi farklı kulvarlara taşıdı, albüm ve konserleriyle kendini daha çok insana tanıttı. Coşkun Karademir’le olan müzikal dayanışmaları hem ikili olarak imza attıkları performanslar hem de Cenk Erdoğan’la birlikte hayata geçirdikleri Yekpare Trio ile zaman içinde giderek zenginleşti. Yalnızca sahne performanslarında değil, albüm projelerinde de güçlerini sıklıkla birleştiren ikili, Dost Meclisi sahnesinde Mapushane İçinde türküsü, bestesi Coşkun Karademir’e ait, sözlerini Ertem’in “ben cezaevine düşsem Coşkun’a ne mektup yazarım” diye düşünerek kaleme aldığı Kapanmıyor Yaralar ve Aşık Daimi eseri Ne Ağlarsın ile çarpıcı performanslar sergilediler.
Ceylan Ertem’in ardından, beş albümü, imza attığı konserler ve müziğin farklı türlerine uzanan projeleriyle, çok yönlü müzisyenlerden Buray sahnedeydi. İş Sanat sahnesinin daha önce de ağırladığı Buray ve Coşkun Karademir, türkülerin ortak paydasında sık sık buluşan bir ikili. Sık sık evlerinde sazlarıyla bir araya geldiklerini, konserde çalacakları türküleri de kendiliğinden bir şekilde seçtiklerini, sahne arkası tadında küçük notlarla paylaştılar. Halk müziği ile çocukluğundan gelen bir bağı olan Buray, hem kendi kopuzunu çaldı hem de Karademir’le birlikte seçtikleri türkülere sade, etkileyici, içten yorumlar getirdi. Geçti Dost Kervanı (Pir Sultan Abdal), Yine Gönlüm Hoş Değil (Muhlis Akarsu), Pınar Başından Bulanır (Seyfettin Sığmaz) ve konserin başlığına da selam gönderen Dostum Dostum (Pir Sultan Abdal) hem ikili performansları hem de orkestranın kusursuz eşliğiyle ruhumuza dokunan anlara dönüştü.
Dost Meclisi kapılarını yeni bir buluşmada aralayıp bizi yeniden içeri buyur edene kadar, konseri kaçıranlara önce Coşkun Karademir’in Instagram hesabını, ardından İş Sanat YouTube kanalını takipte kalmalarını öneririm.
Hep kalalım müzikle, kalbimiz hep şakısın dostlukla.