Müzikle güçlenen bağlar
İş Sanat’ta 24. sezon yolculuğumuz, müziğin tüm renklerini birbirinden özel isimler ve projelerle deneyimleyerek devam ediyor. Sezon, köklü tarihiyle dünyanın en eski orkestralarından Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın Murat Karahan’a eşlik ettiği görkemli 100. Yıl Gala konseri ile başlamıştı. 5 Mart akşamı, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın ellinci yılına ithafen düzenlenen konserde ise sahnede Rengim Gökmen yönetimindeki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ve piyanist Rüya Taner vardı.
KKTC Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, orkestra şefi Ali Hoca, koordinatör Mustafa Kofalı ve konzertmeister Nihat Ağdaç’ın çalışmalarıyla Ocak 2015’te yolculuğuna başlamış, hem genç hem de enerjisi yüksek bir orkestra. Kuruluşundan bu yana klasik müzik sahnesinin önde gelen isimleriyle aynı sahneyi paylaşmış. İdil Biret, Gülsin Onay, Fazıl Say, Alexander Markov gibi solistler, Rengim Gökmen, Antonio Pirolli, Murat Cem Orhan, Stanley Dodds ve Orhun Orhon’un da aralarında bulunduğu şeflerle başarılı konserlere imza atmış.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni uluslararası arenada en iyi şekilde tanıtmaya devam eden orkestra, gecenin şefliğini üstlenen Rengin Gökmen ve hem KKTC’nin hem ülkemizin önde gelen piyanistlerinden Rüya Taner, İş Sanat için bir araya geldiler.
Konser, besteci ve orkestranın kurucu şefliğini üstlenmiş Ali Hoca’nın Kıbrıs Kapriçyosu, Op. 67 eserine kulak verdiğimiz anlarla başladı. Deneyimli şef Rengim Gökmen yönetimindeki KKTC Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Kuzey Kıbrıs’ın müzikal mirasını ve ezgilerini yansıtan eseri tüm renkleri ve nüanslarıyla seslendirdi. Gecede orkestranın başkemancısı olarak sahne alan keman sanatçısı Özgecan Günöz, başarıyla icra ettiği kozertmeister solo bölümüyle beğeni topladı.
Ardından, gecenin solisti Rüya Taner, Wolfgang Amadeus Mozart’ın Piyano Konçertosu No. 21, Do Majör, K. 467 eserini yorumlamak üzere sahnedeki yerini aldı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ve ülkemizin yetiştirdiği başarılı konser piyanistlerinden Taner, konçertoyu ustalık dolu yorumuyla icra ederken, orkestra güçlü bir bütünlükle Taner’in performansına eşlik etti. Özellikle Mozart’ın bestelediği ağır tempolu bölümler arasında en sevilenlerinden biri olan Andante bölümünü tüm salon adeta büyülü bir sessizlikle dinledi. Taner, yoğun alkışların ardından bis için yeniden sahne alarak iki solo performans daha gerçekleştirdi.
Gecenin son eseri ise Felix Mendelssohn’un “İtalyan” Senfonisi adıyla da bilinen Senfoni No. 4, La Majör Op. 90 eseriydi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden esintiler ve ezgilerle başlayan gecede, Mendelssohn’un İtalya seyahatinden ilhamla bestelediği, Akdeniz ruhunun tüm renklerini taşıyan eser, gecenin kusursuz bir tamamlayıcısı oldu. İtalya’nın saltarello ve Napoliten tarantella danslarının kıvraklığını taşıyan “Saltarello, Presto” başlıklı dördüncü bölümle birlikte orkestranın son ana kadar gösterdiği dinamik performans ayakta alkışlandı.
24. sezonda rock müzikten tangoya, klasikten şimdiden unutulmazlar arasında gireceğini belli eden kapanış konserine uzanan yolculuğumuz, tüm heyecanı ve sürprizleriyle devam ediyor.