İstanbul’da doğan Cihat Burak Galatasaray Lisesi’nin ardından Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümü’nde eğitim almış, mimar olarak birçok görevde bulunmuş; Sedat Hakkı Eldem, Prof. Paul Bonatz ve Prof. Emin Onat gibi ünlü mimarlar ile birlikte çalışma fırsatı yakalamıştır. Burak 1953 yılında Birleşmiş Milletler bursuyla Fransa’ya gitmiş ve Paris’te o dönem için “amatör” denebilecek resim çalışmalarına başlamış, ilk özel sergisini yine Paris’te açmış ve çok sayıda karma sergiye katılmıştır.

Paris, Cihat Burak’ın sanatsal yaşamında önemli bir yere sahiptir; Paris’te bulunduğu 1952-55 ve 1961-65 yılları onun özellikle Batı resmi görgüsünü geliştirmesinde önemli bir rol oynamıştır.  Burak renkli bir mahalle olarak tanımlanabilecek Sinekli Bakkal’da, kalabalık bir evde, renkli olarak tanımlanabilecek bir mahallede doğmuş ve büyümüştür; Sinekli Bakkal semti resimlerinde seçtiği konulara, kullandığı tekniklere geniş çapta etki etmiştir. Sanatçının resimlerindeki zengin hayal gücü de buradan kaynaklanır.

Sanatçının resimlerinin her biri bir hikâye anlatır, karışık yapılar içinde pek çok sahne birbirini kovalar. Kasım ayının misafiri olan “İsimsiz” eserinde olduğu gibi sanatçı resmi düzlemler halinde böler ve konuyu parçalayarak tüm resim yüzeyine dağıtır. Kompozisyonlarında kullandığı, bilinçaltından gelen çok çeşitli figür ve nesneler analitik bir duyarlığın göstergesidir. Sanatçı seçtiği konuları kendi iç dünyasından bulur ve içsel heyecanını tuvale aktarır. Fantastik kurgu ile oluşturduğu resimleriyle Cihat Burak 20. Yüzyıl Türk sanatının gelişim süreci içinde bireysel çabaları ve kendine has gözlem gücüyle ayrıcalıklı bir yere sahiptir.