Sadi Diren, öğrenimine hukuk ile başlayıp ardından Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Seramik Bölümü’ne girmeyi tercih etmiştir. Seramik Bölümü’nden bitirdikten sonra 1955 yılında aldığı davetle Almanya’ya gitmiş, burada zamanın koşulları ve endüstrisine uyum sağlama çabasının yanı sıra sanat çalışmalarını sürdürmüştür. Yurt dışında çalıştığı ve ürettiği süreçte biçimlerde sadelik, yüzeylerde süslemeyi ön planda tutmuştur. Diren’in eserleri dönemin etkili sanat akımını olan Bauhaus çevresinde dekoratif unsurlar taşımaya başlamış, bu unsurların yanında Anadolu kültüründen yansımalar da Diren’in daima hissedilmiştir. 

Diren’in eserleri kişisel yaşamındaki dinamizmin tam karşıtı olacak biçimde dinginliğe yönelir. Sanatçı seramik eserlerinde Anadolu uygarlıklarından esinlenir, kullandığı figürler Anadolu’ya gönderme yapar. Eserlerinde idoller, mitler, simgeler bulunur ve bu kavramlar sanatçının yaratıcı yaklaşımıyla güncele taşınır.  

Temmuz ayının misafiri olan “Boğa” seramiği de bu eserlere bir örnektir. Anadolu’nun içerdiği simgelerden biri olan boğa figürü bu seramik heykelde gövdeye ve boynuzlara indirgenerek en yalın haliyle soyutlanmıştır.