Tabiatın Soyut Kapıları ve Daima Tam Yol İleriye
Ailesi tarafından onay görmek için aslında olmak istediği kişiden, hayalindeki meslekten vazgeçip mühendislik fakültesini tercih etmek zorunda kalan gençlerden biri miydi bilinmez ama sanatçı Hamit Görele kendini, Sanâyi-i Nefîse Mektebi’nde okumaya başlamadan önce, 1922 – 1924 tarihleri arasında Mühendis Mektebi, bugünkü adıyla İstanbul Teknik Üniversitesi’nde bulur. Çalışkanlığı simgeleyen arı amblemini sahiplenen bu okul Hamit Görele’nin üretimini gerçekleştireceği “o” kovan değildir. Görele, bunu daha ilk yıl anlar. Hikmet Onat ve İbrahim Çallı Atölyelerinde eğitim görmeye başlamadan önce düşünmek, iç sesini dinlemek için askere gider. Asker ocağından döndüğünde onun için asıl serüven başlayacaktır.
1914 Kuşağı bir diğer adıyla Çallı Kuşağı’na adını veren İbrahim Çallı, yıkılan bir imparatorluğun ardından her anlamda yeniden inşa edilen Cumhuriyetin, Prof. Dr. Gül İrepoğlu’nun o dönemi tanımlarken hep altını çizdiği “Cumhuriyet ülküsünün” resim alanının gelişiminde ve değişiminde önemli görevler üstlenir. Günümüzdeki adıyla Mimar Sinan Üniversitesi dönemin Sanâyi-i Nefîse Mektebi’ni altı yıl yerine üç yılda bitiren Çallı Maarif Vekaleti yani Milli Eğitim Bakanlığı’nın açmış olduğu burs sınavıyla Fransa’ya gönderilir. 1910 – 1914 tarihleri arasında Paris’te Fernand Cormon’un atölyesinde öğrenimini sürdürür. Çallı’nın sanat yaşantısı daha sonra öğrencisi olacak sanatçı Hamit Görele için bir ilham kaynağı niteliği taşır. Akademik eğitimini tamamlayan Görele mezun olduğu yıl Paris’e gider. Önce Académie Julian’e, ardından Andre Lhote Atölyesi’ne devam eder. Resimleri Pablo Picasso, Henri Matisse, Paul Cézanne ve Pierre Bonnard’ın resimleriyle birlikte sergilenir. Kızı Tonya Görele babasının Paris yıllarından şu cümleyle bahseder: “Paris’teki eğitimi sırasında (1928-1932); 1931 yılında Grand Galerie Moderne’de Matisse ve Picasso arasında L’odalisque adlı eseri yer alır ve kendisi bir takdirname ile onurlandırılır.” Osman Hamdi Bey döneminde ressamlara açılan Avrupa kapıları Hamit Görele’nin Paris’teki eğitimi için bir öncü niteliği taşımaktadır. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan Hamit Görele Retrospektif başlıklı sergi kitabında Emre Zeytinoğlu, sanatçının Avrupa’da gördüğü resim eğitiminin memlekete yansımalarını şu şekilde anlatıyor “(…) Bu noktada bir parantez açıp Hamit Görele’nin Paris’teki öğrenciliği sırasında, Grande Galerie Moderne’de sergilediği Firavunun Karısı adlı yapıtı anımsayalım. Sanatçı orada hem bu yapıtını hem de Odalık adlı yapıtını Fransız izleyicisinin karşısına çıkarmış ve hayli beğeni almıştı. Dönerken de Fransa’da yaptığı altmış yedi adet yapıtını Türkiye’ye taşımış (…) ve onları Galatasaray Lisesi’nde toplu olarak tekrar sergilemişti. Bu sergi hakkında bir eleştiri kaleme alan Benjamin Acchiote, özellikle Firavunun Karısı’nı odağa çekerek, okuyucuya tüm sergi için yine övgülerini ve umutlarını aktarmıştı.”
Resim öğrenimi için Avrupa’ya gönderilen, “1914 Kuşağı”nı oluşturan İbrahim Çallı, Hikmet Onat, Nazmi Ziya Güran, Feyhaman Duran, Hüseyin Avni Lifij ve Namık İsmail gibi isimler resimlerini önce Galatasaraylılar Yurdu’nda, daha sonra Galatasaray Lisesi’nde sergilemeye başlarlar. Daha sonra bu sergiler Galatasaray Sergileri olarak anılmaya başlar. Hocaları Hikmet Onat ve İbrahim Çallı’nın açtığı yoldan ilerleyen Hamit Görele’nin Galatasaray Lisesi ve Amerikan Kız Koleji’nde resim öğretmenliği yapmış olması ve ardından ilk kişisel sergisini de Galatasaray Lisesi’nde açması bu nedenle bir tesadüf olmasa gerek.
Peyami Safa’ya göre “kendi ruhu”nu bulabilmiş bir sanatçı olarak tanımlanan Hamit Görele’nin Fransa’da kazandığı izlenimci üslubu ilerleyen yıllarda kübist, inşacı, dışavurumcu anlayışlarla harmanlanır. Sanatçının üslubu 1950’lerle birlikte yarı soyut, stilize bir anlayışa evrilir. Sanatçı heykel ile de ilgilenir. Emre Zeytinoğlu Hamit Görele Retrospektif kitabında Görele’nin sanat yaklaşımından şöyle bahseder “İlerleyen yıllar içinde açtığı sergilere bakıyoruz ki Hamit Görele’nin yenilikçi sanat görüşlerinde ve buna ait uygulamalarında hiçbir değişiklik ve hiçbir geri adım atma niyeti olmamıştır. Ve yine onun her dönemi için yazılmış her sergi yazısı, sanat anlayışını hep “ileri” taşıyabilmek ve bunu da ülkeye “yeni milli sanat” bağlamında onaylatabilmek için gösterdiği kararlı duruşu bize yansıtır.” Hamit Görele 1933 yılında Galatasaray Lisesi’ndeki ilk sergisinden başlayarak sanat yaşamının tüm dönemlerinde yenilikçi tavrını korur.
Adını Trabzon iline bağlı, denize sahili olmayan, yeşilin her tonunun hakim olduğu bir ilçeden alan Tonya Görele, eserlerinde doğa teması izlenen babasını şu sözlerle anlatıyor “Babam Hamit Görele çok renkli bir kişilik. Tabiat sevgisi ile büyümek yaşamımda keçi yavruları, kuzular, papatyalar ve özellikle gelincikler arasında koşmak. Anılarımızın başında yer alan yaz kış her gün babam koşuya çıkardı. Bizler arkasından onu takip ederdik. Sebze tarlalarında dolaşmak ne büyük bir keyif. Tabiat aşkını babam bize aşıladı.”
Hamit Görele’nin yapıtlarında doğduğu Görele, ilk ve ortaokulu okuduğu Gümüşhane, sanat yaşamını ve köklerini saldığı İstanbul, Fransa, resim öğretmeni olarak atandığı Konya, Cumhuriyet Projesi kapsamında düzenlenen yurt gezileri sırasında yolunun geçtiği şehirlerin birer izdüşümü gözlemlenir.
İş Sanat Kibele Sanat Galerisi’nde izleyiciyle buluşan Hamit Görele’nin natürmortları, nü çalışmaları, Sivaslı Gelin, Heybeliada’da Şemsiyeli Kız, Çankırı’da Düğün, Balıkçılar, Buzağılar, Sarayburnu, Kamuran Bozkır, Parisli Kız, -babası- Mehmet Remzi Bey’in portresi başlıklarını taşıyan eserler ve diğer geometrik tüm portreleri kızı Tonya Görele’nin özel koleksiyonuna ait. Tonya Görele sergi hazırlık sürecinden şu sözlerle bahsediyor “Bu sergi benim özel koleksiyonum. Hamit Görele’nin yakın arkadaşı hem de talebesi sayılırım. Herhalde yaşamım boyunca bu eserlerle yaşıyorum. Hamit Görele’nin eserlerinin ekspertizliği öyle üstlenmiş oluyorum.”
1981 yılında aramızdan ayrılan Hamit Görele’nin, kızı Tonya Görele koleksiyonundan eserleri 1 Nisan’a kadar her gün Kibele Sanat Galerisi’nde ücretsiz izlenebilir. Kibele Sanat Galerisi, her gün 09.00 – 19.00 arasında ziyaret edilebilir.